C¤ PaTRoN C¤ C¤ PaTRoN C¤
Mesaj Sayısı : 319 Kayıt tarihi : 05/09/09 Yaş : 34 Nerden : CORUM
| Konu: Bir Kac Fikra Salı 8 Eyl. 2009 - 14:54 | |
| ROMAN YAZMIŞ Bir akıl hastanesinde bir deli, öteki deliye: - Ben bir roman yazdım, al oku; bakalım beğenecek misin, demiş. Ve kendisine kalınca bir kitap vermiş. Öteki deli, bir hafta boyunca okumuş romanı. Sonunda arkadaşı deliye: - Romanın çok ilginç, demiş; yalnız biraz kalabalık, çok isim var içinde. Kitabı veren deli: - Al, demiş, ikinci cildini de oku. Ve kalınca bir kitap daha vermiş. Yine aradan bir zaman geçmiş. Romanın ikinci cildini de alan deli: - Bunu da okudum, demiş; gerçekten çok ilginç ama, bu da çok kalabalık; çok isim var içinde... O sırada akıl hastanesinin doktoru gelmiş üstlerine: - Verin bakayım, demiş, o telefon rehberlerini. Ne zaman aldınız bunları; ben de kaç gündür onları arıyordum ZEKA Temel ve Dursun trenle yolculuk yaparken,bir sığır çiftliğinin önünden hızla geçiyormuş.Temel tahmin etmiş -Dursun burada tam 397 sığır var.. -Ula Temel,nasıl saydın?Vızz diye geçtuk daa.. -Kolaydur..Ayaklarını sayıp dörde bölüyorum. HABER Adam hanımına dert yandı; -İflas ettikten sonra arkadaşlarımın yarısı beni terketti. -Peki öbür yarısı?. -Onların daha haberi yok..
IŞIĞI GÖREN GELİYOR Adamın karısı hamileymiş.Bir gece yarısı sancılanmış.Çağırılan ebe tam doğuma başlarken elektrikler kesilmiş.Adamcağız mecburen fener tutarak doğuma yardımcı oluyormuş. Nihayet bebek sağlıkla doğmuş.Ancak ebe bakmış bir bebek daha geliyor.Onu da doğurtmuş. Bitmemiş ardından bir tane daha.. Adam derhal feneri söndürmüş.Ebe; -Ne yaptın,yak şu feneri!.. -Olmaz ebe hanım,baksana ışığı gören geliyor!..
PASAPORT Amerika'da zencinin biri, pasaportunu kaybetmiş. Aksilik bu ya, o gün de Türkiye'ye uçacakmis. Kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı!
Hemen almış yerden, bir bakmış ki Leanardo Di Caprio'nun pasaportu. "Ne olursa olsun," demiş ve şansını denemeye karar vermis. Çıkarmış Leonardo'nun fotoğrafını, kendi fotoğrafını yapıştırmış. Uçmuş Türkiye'ye. ****** Havalimanı'nda görevli gümrük memuru Temel'in Karşısına geçmiş. Temel, almis pasaportu; adamin ismine bakmış: "Leonardo Di Caprio"; fotoğrafa bakmış ; bir zenci adama bakmış; aynı zenci. Birkaç şaşkın bakıştan sonra öbür masaya seslenmiş: "Ula Cemal, bu Titanik batmış mıydı, yanmış mıydı.
YENİ HİZMETÇİ Adam evine telefon acar, telefonu yabancı bir bayan acar.Adam karşıdaki sesi duyunca şaşırır, bayana sorar:
- "Sen kimsin?" Kız cevaplar: - "Evin hizmetçisiyim." - "Iyi de bizim hizmetçimiz yok ki!" - "Evin hanımı beni bu sabah işe aldi." - "Ya. Öyle mi? Ben de evin beyiyim. Hanımı cağırır mısın?" - "Hanımınız şu an yatak odasında kocası sandığım bir adamla beraber." Adam şaşırır, sinirlenerek, - "Elli bin dolar kazanmak istermisin?" Kiz, - "Tabii ki isterim.Kim istemez..." - "O zaman çekmeçedeki silahı al, yukarı çıkıp o cadi ile o sümsük herifi vur!" Once ayak sesleri duyulur, sonra iki el silah sesi. Hizmetçi telefona geri gelir: - "Öldürdüm efendim, cesetleri ne yapayım?" Adam, - "Cesetleri havuza at." Kadın duraklar: - "Ama burada havuz yok ki?" Adam bir süre düşünür ve cevap verir: - "Orasi 112 43 44 değil mi? - "Hayir!!!!! - "Pardon! Yanlış numarayı aramışım!!!!!"
SERSERİ Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaţayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbirseyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
"Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karşılığı verir : Ben çekilirim!
BİZ DE YAKLAŞIYORUZ Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla :
"300 bin kişilik düţman ordusu bize Doğru yaklaşıyor" der. Alparslan hiç önemsemeyerek söyle der : "Biz de onlara yaklaşıyoruz.”
SOBADAKİ HİKMET Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi." | |
|
C¤ PaTRoN C¤ C¤ PaTRoN C¤
Mesaj Sayısı : 319 Kayıt tarihi : 05/09/09 Yaş : 34 Nerden : CORUM
| |